top of page

Şirketlerde Etik Davranışların Önemi

2.png

Osmancan Çekinmez

Kültürlerarası İletişim

Etik ve ahlak, geniş olarak kabul gören ancak sıkça birbirleriyle karıştırılan iki terimdir. İş ve sosyal yaşamda karar verme süreçlerinde, bu iki kavram arasındaki ayrımı anlamak büyük önem taşır.



Etik ve Ahlak nedir?

Ahlak, genellikle bir kültür veya alt kültür tarafından benimsenen ya da reddedilen davranışları ifade eder. Bu davranışlar, dışarıdan bir gözlemci tarafından farklı şekilde değerlendirilebilir. Bu nedenle, etik ve ahlaki davranışlar çoğu düşünür tarafından farklı kategorilerde değerlendirilir.


Etik, belirli durumlarda yapılan hareketlerin ve uygulamaların değerlendirilmesidir ve prensiplere dayalı yaşamın felsefesini yansıtır. Ahlaki olmak ise, toplumda uzun süreçler sonucunda oluşmuş doğru ve yanlış kurallar çerçevesinde gelişen gelenek ve inançları kapsar. Bu, sosyal bir kurum olarak, tarihsel davranış normlarına sahip insanların belirli standartlara göre nasıl davranmaları gerektiğini tanımlar.


Etik, doğru ve yanlışı, haklı ve haksızı, iyi ve kötüyü, adil ve adil olmayanı ayırt ederek, bu değerleri yaşam pratiğine dökmeyi amaçlar. Yunanca 'ethos' kelimesinden türetilen etik, karakter ve alışkanlık anlamlarına gelirken, 'moral' kelimesi Latince 'mores' kelimesinden gelir ve Batı dillerinde genellikle 'ahlak' olarak kullanılır. Arapça kökenli 'ahlak' kelimesi, 'hulk' kelimesinin çoğulundan türemiş olup, huy, mizaç ve kişisel karakter gibi anlamlara gelir.


Ahlak genellikle dışsal nedenlerle şekillenirken; din, çevre gibi, etik daha çok bireyin içsel değerlerine dayanır.


Etik, birilerinin bize 'böyle davran' demesiyle değil, bir davranışın doğru olduğuna inanmamız ve bu yüzden öyle davranmamızla ilişkilidir. Bu yönüyle etik, ahlaktan farklıdır.


İş Etiği nedir?

İş Etiği nedir?

İş etiği, işle ilgili durumlar, aktiviteler ve kararların doğru ve yanlış olarak nasıl değerlendirildiğiyle ilgilenir. Bu disiplin, etik ilkelerin iş dünyasındaki uygulamaları ile etkileşimini inceler ve "uygulamalı etik" olarak da bilinir. İş etiği, ahlaki doğruları ve yanlışları belirlemek için özel bir araştırma alanı olarak ele alınır.


"İş" ve "etik" kavramları, ilk bakışta çelişkili görünse de, aslında iş dünyasında birbiriyle uyum içinde işlev görebilir. İş, genellikle maksimum kar ve verimlilik hedefleyen bir ekonomik faaliyet olarak düşünülürken, etik, bu süreçlerde doğru ve yanlış arasında ahlaki bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.


İş dünyasındaki etik olmayan davranışlara yönelik sayısız skandal, iş etiğine dair olumsuz bir algı yaratmıştır. Çocuk işçi kullanımı, çevreye zarar veren üretim ve rüşvet gibi etik dışı faaliyetler, iş aktivitelerinde şeffaflık ve dürüstlüğün yeterince ön plana çıkarılmamasından kaynaklanmaktadır.


Son yıllarda, küreselleşme ve kar odaklı stratejiler, iş etiği standartlarının daha fazla önem kazanmasına yol açmıştır. Özellikle etik dışı iş uygulamalarının çevre ve bireyler üzerindeki zararları, iş etiğinin geliştirilmesi gerekliliğini artırmıştır. Eğitim ve öğretim programlarında iş etiği konularına daha fazla yer verilmesi gerektiği de giderek daha fazla hissedilmektedir. İş etiği, etik karar verme süreçlerini iyileştirmek, problemleri tanımlamak ve çözmek için kullanılabilir.


Ayrıca, tüketici alışkanlıklarındaki değişimler, firmaların başlangıçta kaçınmış olduğu sorumlu uygulamaların, tüketicilerin artan hassasiyeti sayesinde uzun vadede avantaja dönüşmesini sağlamıştır. Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik ve etik uygulamalarına daha fazla yatırım yapmalarının



Neden Etik Davranmalıyız? (Tedmer)

Ahlaki sebeplerden dolayı: Doğru, haklı ve iyi olanı yapmak başlı başına doğru bir eylemdir.

Yasal gereklilikler nedeniyle: Yasalar yanlış davranışları cezalandırır.

Saygınlık için: Doğru şeyler yapmak, kurumun saygınlığını korur ve geliştirir.

İş pratiği açısından: Doğru şeyleri yapmak, iş yaşamında iyi sonuçlara yol açar.

Değişime uyum sağlamak için: Politika eksikliğinde doğru şeyleri yapabilmek adına.

Küreselleşme ile ilgili olarak: Küresel beklentilere uyum sağlamak ve geride kalmamak adına.



Etik Davranışların Önemi

Etik davranışlar, şirketlerin sürdürülebilirliği ve toplumsal itibarı için hayati öneme sahiptir. İş dünyasında etik ilkelerin benimsenmesi ve uygulanması, bir organizasyonun uzun vadeli başarısını ve iç ile dış paydaşlarla olan ilişkilerini doğrudan etkiler. İşte etik davranışların önemi üzerine bazı kritik maddeler:


Karar Alma Süreçlerine Katılım

Etik bir yönetim sistemi, çalışanların karar alma süreçlerine aktif olarak katılımını teşvik eder. Yani çalışanların seslerinin duyulduğu ve değerlendirildiği bir iş ortamı yaratır, böylece daha verimli ve yenilikçi çözümler ortaya çıkabilir.


Çalışan Memnuniyeti ve Üretim Kalitesi

Çalışanların memnuniyeti, onlara değer verildiği ve adil bir iş ortamında çalıştıkları zaman artar. Bu durum, üretim kalitesini ve miktarını doğrudan etkiler, çünkü mutlu çalışanlar işlerine daha fazla odaklanır ve verimli olurlar.


Şirket Kültürü ve Aidiyet Duygusu

Etik bir iş ortamı, çalışanların kurumlarına olan bağlılığını ve aidiyet duygusunu güçlendirir. Örneğin, Japonya'da çalışanlar genellikle büyük bir gurur ve özdeşleşme ile işverenlerini tanımlar. Bu, hem bireysel hem de kurumsal performans üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.


Toplumsal ve Çevresel Sorumluluk

Şirketler, çevre korumasını ve sosyal sorumlulukları ciddiye almalıdır. Çevreye ve topluma saygılı şirketler, sürdürülebilir pratiklerle uzun vadeli başarıya ulaşabilirler. İşletmelerin, çevresel ve sosyal faktörlere olan duyarlılıkları, tüketiciler ve diğer iş ortakları nezdinde güven ve saygınlık kazanmalarına yardımcı olur.


Kurumsal İtibar ve Piyasa Pozisyonu

Etik standartları yüksek olan şirketler, piyasa rekabetinde avantaj elde ederler. Güvenilir ve saygın bir şirket imajı, müşteri sadakatini ve potansiyel yatırımcıların ilgisini artırır. Ayrıca, etik davranışlar sergileyen şirketler, kriz durumlarında daha dayanıklı olabilirler.


Kişisel ve Kurumsal Gelişim

Etik kuralların uygulanması, bireylerin ve kurumların sürekli gelişimini destekler. Etik farkındalık, çalışanların ve yöneticilerin kişisel gelişimine katkıda bulunurken, kurumsal düzeyde inovasyon ve süreç iyileştirmelerine yol açar.



İş Etiği Prensipleri nelerdir?

İş Etiği Prensipleri

Bir iş aktivitesinin uygun bir biçimde yürütülmesi için 5 temel standart iş etiği prensibi tanımlanmıştır.


Önce Hizmet Sonra Kar

İşletmeler, öncelikle müşteri hizmetine odaklanmalıdır. Kar elde etmek önemli olsa da, bir işletmenin sürdürülebilirliği ve uzun vadeli başarısı, müşteri memnuniyeti ve sadakatine bağlıdır. Bu anlayış, müşteri ihtiyaçlarını karşılamak ve toplumun genel refahını desteklemek üzerine kuruludur. İşletmeler, sağladıkları ürün veya hizmetin kalitesini artırarak, müşteri deneyimini iyileştirme yoluyla bu prensibi hayata geçirirler.


Kar odaklı stratejiler yerine müşteri odaklı yaklaşımlar benimseyen işletmeler, uzun vadeli müşteri ilişkileri kurma potansiyeline sahip olur. Bu yaklaşım, işletmelerin pazarda farklılaşmasına ve müşteri sadakatini artırmasına olanak tanır. Karar verme süreçlerinde müşteri geri bildirimlerini dikkate almak, işletmelerin müşteri beklentilerini daha iyi anlamasını ve hizmetlerini sürekli iyileştirmesini sağlar.



Adil ve İnsani Yaklaşım

İşletmeler, sürdürülebilir başarı ve sosyal sorumluluk için çalışanların haklarına ve refahına özen göstermelidir. Adil bir iş ortamı, çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini artırırken, şirket kültürünü güçlendirir ve toplum içindeki itibarını yükseltir.


İşletmelerin karlılık hedeflerine ulaşmaları önemli olsa da, bu başarının çalışanların refahı, tüketici hakları ve etik standartlar göz ardı edilerek elde edilmemelidir. Adil bir iş yeri, çeşitlilik ve kapsayıcılığı teşvik eder, çalışanların her türlü ayrımcılığa karşı korunmasını sağlar ve herkes için eşit fırsatlar sunar.



Entegrasyon

İş etiği, örgüt kültürünün her yönüne nüfuz etmeli ve yönetim sistemlerinin temel bir parçası olmalıdır. İş etiğinin sadece teorik bir çerçeve olmaktan çıkıp, işletmenin tüm faaliyetlerinde somut uygulamalar haline gelmesi anlamına gelir. İş etiğinin örgüt kültürüne tam entegrasyonu, işletmenin karar alma süreçlerinden günlük operasyonlarına kadar her alanda etik değerlerin göz önünde bulundurulmasını sağlar. Bu yaklaşım, işletmelerin etik standartlarına olan bağlılığını pekiştirir ve kurumsal şeffaflık ile sorumluluğu artırır.


İşletmeler, insan kaynakları uygulamalarını etik prensiplerle uyumlu hale getirerek bu entegrasyonu somutlaştırmalıdır. İşe alım süreçlerinde adil ve şeffaf yöntemlerin benimsenmesi, tüm adaylara eşit fırsatlar sunulması, performans değerlendirmelerinde objektif kriterlerin kullanılması ve terfi süreçlerinde liyakate dayalı kararlar alınması bu prensibin uygulanışına örnek teşkil eder.



Uygulama

Uygulama prensibi, iş etiğinin şirket politikalarından günlük işleyişe kadar her alanda gerçekleştirilmesidir. Bu prensip, etik kuralların teorik çerçeveden çıkarak tüm organizasyonel süreçlerde somut eylemlere dönüştürülmesini gerektirir. Şirketler, etik ilkeleri personel değerlendirme süreçleri, çevresel uygulamalar, tedarik zinciri yönetimi ve müşteri ilişkileri gibi çeşitli işlevlerde aktif olarak uygulamalıdır. Bu durum şirketin bütünsel bir etik yaklaşıma sahip olmasını sağlar ve etik değerlerin günlük operasyonlarda tutarlı bir şekilde yansıtılmasına yardımcı olur.


Şirketler, etik uygulamaları somutlaştırmak için, örneğin personel değerlendirme süreçlerinde adil ve şeffaf kriterler kullanmalı, çevresel etkiyi azaltmak için sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmeli ve etik standartlara uymayan durumlarla karşılaşıldığında uzman yönlendirmeleri sağlamalıdır. Bu uygulamalar, etik değerlerin sadece kağıt üzerinde kalmadığını, aynı zamanda şirketin her seviyesinde yaşatıldığını gösterir.



Şeffaflık

Şeffaflık prensibi, şirketlerin faaliyetlerini açık ve anlaşılır bir şekilde yürütmesidir. Şirketler, insan kaynakları, finansal raporlama, ürün güvenliği ve çevresel etkiler gibi alanlarda şeffaf olmalıdır. Bu, şirketin tüm paydaşlarına karşı olan sorumluluklarını açıkça ifade etmek, güven inşa etmek ve doğru kararlar alınmasına yardımcı olmak için kritiktir. Şeffaflık, sadece finansal sonuçların doğruluğunu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda şirketin toplum ve çevre üzerindeki etkileri konusunda da hesap verebilir olmasını gerektirir. Bu anlayış, tüketiciler ve yatırımcılar arasında güvenilirlik oluşturur ve şirketin uzun vadeli itibarını güçlendirir.


Şirketler, şeffaflık prensibini uygulayarak kriz anlarında bile paydaşlarının desteğini kazanabilir. Açık iletişim, şirket içinde ve dışındaki tüm ilgili taraflar arasında güven oluşturur ve iş birliğini teşvik eder. Şeffaf yönetim uygulamaları, çalışanların ve yatırımcıların, şirketin faaliyetlerine olan bağlılığını ve katılımını artırır.



Şirketler İçin Etik Standartlar nelerdir?

Şirketler, etik bir çalışma ortamını destekleyip sürdürmek için aşağıdaki standartları benimsemelidir:


Güvenirlilik: Şirketler, tüm işlemlerinde güvenilir olmalıdır. İnsan kaynakları, müşteri ilişkilerinde şeffaflık, ürün ve hizmetlerin kalitesinin korunması ve söz verilen teslimatların zamanında yapılması gibi tüm alanları kapsar. Güvenilirlik, müşteri ve yatırımcı güvenini kazanmanın temel taşıdır.


Saygı: Her seviyede çalışanlara ve müşterilere saygı gösterilmelidir. Saygı, iş yerinde çeşitliliğe ve farklı görüşlere değer vermek, herkese adil ve eşit davranmak anlamına gelir. Saygılı bir iş ortamı, çalışan motivasyonunu ve işbirliğini artırır.


Sorumluluk: Şirketler, kararlarının ve sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmelidir. Şirketler, etik dışı davranışlardan kaçınmalıdır ve olası hatalar karşısında sorumluluğu üstlenmelidir. Sorumluluk, şirketin hem iç hem de dış itibarını korur.


Dürüstlük: Tüm iş süreçlerinde dürüst davranılmalıdır. Dürüstlük, yanıltıcı reklam ve pazarlama uygulamalarından kaçınmayı, gerçek ve doğru bilgiler sunmayı dahil tüm konuları içerir. Dürüstlük, uzun vadeli müşteri ilişkilerinin temelidir.


Yardımseverlik: Topluma karşı duyarlı ve yardımsever olmak, şirketlerin toplumsal sorunlara karşı proaktif olmalarını gerektirir. Yani toplumun refahına katkıda bulunmak ve kriz zamanlarında destek sağlamak gibi.


Vatandaşlık: İyi kurumsal vatandaşlık, şirketlerin yerel topluluklarla uyum içinde çalışmalarını ve çevresel düzenlemelere uymalarını içerir. Vatandaşlık prensibine uymak, şirketin toplumla olan bağlarını güçlendirir ve sosyal lisansını korur.


Sürdürülebilirlik: Şirketler, faaliyetlerini sürdürürken ekonomik, çevresel ve sosyal unsurları dengeli bir şekilde ele almalıdır. Sürdürülebilir uygulamalar, şirketlerin uzun vadeli varlıklarını korumak ve gelecek nesillere iyi bir miras bırakmak için kritiktir.ır.


 

Kaynaklar

Ethics and the Conduct of Business, John R. Boatright

Yazıyı Paylaş

Benzer Yazılar

Kapsayıcı Bir İş Yeri Nasıl Tasarlanmalı?

Etnik Merkezcilik ve Kültürel Görecelik

Kurum Kültürünün Gücü: İş Yerinde Değerler ve Başarı

bottom of page